El ve ayak soğukluğu günümüzde pek çok kişide görülen bir sorundur. Bu sorunla başa çıkmak için gerekli tüm tedbirleri ve bitkisel, doğal takviyeleri yazımızda sizlerle paylaştık…
El ve ayak Soğukluğu Nasıl Belli Olur?
-Kış mevsiminde pek çok kişinin elleri ve ayakları ısınmaz. Ama bazıları bu durumdan daha çok şikayetçidirler. Normal ısılı odalarda, yorganın altında veya serin yaz günlerinde bile, beden ısıları gayet normal olduğu halde, elleri ve ayakları bir türlü ısınmaz.
El ve ayak Soğukluğu Neden Olur?
Soğuk eller ve ayaklar pek çok nedenden kaynaklanabilir. Ağır metal zehirlenmesinin bu durumdan sorumlu olabileceği kadar, damar kireçlenmesi, böbrek yetersizliği, damar spazmları, alçak kan basıncı veya yanlış giyinmek gibi basit sorunlar da sorumlu olabilir.
El ve ayak Soğukluğu Organik Gerçekler
Sıcak eller ve ayaklar kesinlikle normal değildir! Çünkü vücut merkezimizin normal ısısı olan 37 dereceye deri yüzeyinde ulaşılabilmesi mümkün değildir. Vücut merkezinden uzaklaşmaya başladıkça kanın ısısı da gitgide azalır. Deriye ulaşan kanın ısısı ancak 30 derece civarındadır ve deri hücrelerinin ısısı ise ancak 25 derece civarına ulaşabilir.
Ayrıca, ellerin ve ayakların özel durumunu da göz ardı edemeyiz, çünkü onlar (kalın çoraplarla ve eldivenlerle korunsalar bile), vücudumuzun en uç noktalarında yer almaktadırlar. Nihayet kan, uyaklara ulaşabilmek için bedenimizde en uzun yolu aşmak zorundadır. Üşüyen ayakların sıcak bir örtüyle sarmalandıktan sonra bile hemen ısınamadıklarının sebebi, kanın ayaklara ulaşabilmek için çok uzun bir yolu geçmek zorunda oluşudur ve bu iş biraz zaman alır.
El ve ayak Soğukluğu Psikolojik Gerçekler
Korku ve stres deri ısısının azalmasına yol açar. Bu değişimi tetikleyen ise sempatik sinir sistemidir. Bu sistem, bir tehlikenin yaklaşmakta olduğunu algıladığında, derideki kan damarlarını hemen daraltır. Ve bu davranış biçimi biyolojik açıdan doğrudur. Çünkü sempatik sinir sistemi, insan soyunun çok eski çağlarda, her an karşılaştığı tehlikelere karşı yumruk ve mızrakla savaşmak zorunda kaldığında da böyle davranırdı . O çağlarda en çok dikkat edilmesi gereken şey, çatışma sonuçlarının mümkün olduğunca az zararla atlatılabilmesiydi. Yüzeysel damarların daraltılarak aşırı kan kaybının önlenmesini, sempatik sinir sisteminin oluşturduğu koruyucu bir refleks olarak algılamamız gerekir.
Çağımızda da hala korku hüküm sürmektedir ve bu korkunun türü sempatik sinir sistemini hiç ilgilendirmez; meslekle ilgili korkular, üstesinden gelemediğimiz çocukluk anıları, teknolojik ilerlemeler veya korkunç bir mağara ayısı da olsa hiç fark etmez.
Her tür korkunun sonucu aynıdır: Soğuk eller ve ayaklar!
Raynaud Sendromu
Psikosomatik hastalıklarla ilgilenen tıp doktorları, bu tür şikayetlerin kaynağında Raynaud Sendromunun aranması gerektiğine de işaret ediyorlar. Bu sendrom ilk olarak Fransız Doktor Maurice Raynaud ( 1834 – 1881 ) tarafından dile getirildiği için, Raynaud Sendromu olarak tanımlanmıştır.
Bu sendrom, parmaklarda, ellerin ve ayakların üst tarafında aniden oluşan kan dolaşımı bozuklukları olarak ortaya çıkıyor. Hemen ardından bu bölgeler soğuyor, rengi soluyor ve daha sonra da morararak ağrımaya başlıyor. Bilim adamları, Raynaud Sendromu ile kronik korkuların ve başarısızlığa uğrama duygularının arasında güçlü bir ilişki olduğuna kesinlikle inanıyorlar. Bu konuda bazı hormonların önemli rolü olduğu da ayrı bir gerçektir. Çünkü bu rahatsızlık, erkeklere kıyasla kadınlarda dört kat fazla görülmektedir.
…Kendinize yardımcı olabilirsiniz…
Kahve ve sigara ile ilişkinizi kesin!
Kafein ve nikotin yüzeysel kan damarlarının daralmasına yol açar.
Deri damarlarınızı çalıştırın !
Sıcak bir odaya girerek, içinde soğuk su bulunan bir kapta ellerinizi 3-5 dakika tutun. Sonra soğuk bir odaya geçin ve içinde sıcak su bulunan bir kapta ellerinizi 3-5 dakika tutun.
Değişken ayak banyoları
Bu banyolar da deri damarlarını çalıştırır: Ayak banyosu yapabileceğiniz iki kabı yarıya kadar suyla doldurun; kaplardan birindeki suyun ısısı 38 derece, ötekindeki suyun ısısı ise 15 derece olsun. Ayaklarınızı önce 2-3 dakika boyunca sıcak suya sokun ve sonra 10-15 saniye boyunca da soğuk suya sokun. Aynısını bir kere daha tekrarladıktan sonra ayaklarınıza sıcak çoraplar geçirin.
Hemen ardından da, demlenmeye bırakmış olduğunuz oğulotu (melisa) çayını balla tatlandırarak ve soğutmadan yudumlayın.
Eğir kökü banyoları
Isınmayan el ve ayakların kan dolaşımındaki düzensizliklerini ortadan kaldırabilir.
Reçete: 100 g ince kıyılmış eğir kökü litre soğuk suda 10-12 saat bekletildikten sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır ve 5 dakika demlendikten sonra, dayanılabilecek kadar sıcak el ve ayak banyo suyuna eklenir (2-3 litre). Banyo süresi 10-15 dakikadır. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak 2 kere daha kullanılabilir. Banyodan sonra ayaklar kurulanır ve sıcak çoraplar giyilir.
Zencefil banyoları
Isınmayan el ve ayaklarda, kanın yüzeysel bölgelere de ulaşabilmesini sağlayarak, şikayetlerin sona ermesinde yardımcı olabilir.
Reçete: 100g ince kıyılmış zencefil 1litre soğuk suda 10 – 12 saat bekletildikten sonra kaynama derecesine kadar ısıtılır, 2-3 dakika hafif ısıda kaynatılır ve 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Ayakların sığabileceği büyüklükte bir kap yarıya kadar sıcak suyla doldurulur ve içine zencefil suyu da eklenir. Eller ve ayaklar birlikte suya sokulur ve banyo süresi eller için 10 dakika, ayaklar için 15 dakikadır. Banyodan sonra ayaklar kurulanır ve sıcak çorap giyilir. Bu banyo suyu, yeniden ısıtılarak iki kere daha kullanılabilir.
Refleks bölgesi masajları
Belirli refleks bölgelerine yapılan masajlar (örneğin ayak tabanına) bazı organları veya organ sistemlerini olumlu etkileyebilir. Ama bu tedavinin başarılı olabilmesi, gerçek bir uzman tarafından uygulanmasına bağlıdır.
Alkol problemi!
Sert içkiler veya (ısıtılmış şarap gibi) alkollü sıcak içkiler derideki damarları genişletir ve ellerle ayaklar sıcacık olur. Ama bu etki kısa sürelidir ve bir süre sonra beden ısısı önemli ölçüde düşer! Karakışta alkolün aldatıcı sıcaklık duygusuyla parklardaki banklara yatıp, farkında olmadan donarak ölen alkoliklerin sayısı hiç de az değildir!
Homeopatik İlaçlar – El ve Ayak Soğukluğu Bitkisel Çözümler
Homeopatik ilaçların etkili olabilmeleri için, ikincil belirtilerin de dikkatle izlenmesi gerekir.
–Calsium carbonicum Hahnemanni : İstiridye kabuğunun iç tarafındaki kireçten elde edilir.
Calsium carbonicum Hahnemanni D6 seyreltisi, eğer kişi soğuk el ve ayakların yanı sıra, fazla miktarda ve ekşimsi kokulu terliyorsa kolayca üşüyüp, sıkça soğuk algınlığına yakalanıyorsa, yararlı olacaktır.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
–Chininum arsenicosum: Kinin ve arsenikten elde edilir.
Chininum arsenicosum D4 seyreltisi, sürekli gerginlik ve genel güçsüzlüğün eşlik ettiği, soğuk eller, ayaklar ve dizlere karşı başarıyla kullanılabilir.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
–Nux vomica : (Strychnos nux-vomica) Avustralya’da yetişen zehirli bir bitkinin tohumlarından elde edilir.
Nux vomica D6 seyreltisi, insan ilişkilerinde sıcaklık oluşturamayan ve soğuk ortamlarda bedenini ısıtmakta zorluk çeken, elleri ve ayakları bir türlü ısınmayan kişilere yararlı olabilir.
Kullanım dozajı: Günde 3 kere 1-2 tablet dil üstünde eritilir.
Önlem alarak sağlıklı kalabilirsiniz!
• Aynı zamanda teri emebilen ve ayakları dış etkilere karşı koruyabilen, pamuk-sentetik veya yün-sentetik karışımlı çoraplar giyin.
• Giysilerinizin dar olmamasına özen gösterin ! Dar giysiler derinin kan dolaşımını engelleyebilir.
• Kalın bir çorap giymek yerine, iki ince çorabı üst üste giyin! İki çorap arasında oluşacak sıcak hava tamponu ayaklarınızı soğuktan koruyabilir. • Soğuk havada öncelikle başınıza bir bere, kasket veya şapka giymelisiniz. Çünkü o bölgede kan çabuk soğur ve bedenin öteki bölgelerini ısıtabilmek için (özellikle de el ve ayakları) kalbin çok yoğun biçimde çalışması bile yeterli olmayabilir.